İSLAM
  Helal ve Haram
 
Helâl ve Haram kavramları
 alt

Kazandığınız şeylerden helal ve iyi olan şeylerden yiyiniz ve ’tan sakınınız. Şüphesiz , çokça bağışlayan, çokça rahmet edendir.”(Enfal, 8, 69)

İslâm’daki helal ve haram kavramları, Müslüman’ın hayatındaki her uygulamada oldukça önemlidir. Bu bölümde, bu kavramlar tanımlanmış, açıklanmış ve gıda ürünleri, beslenme ve beslenme biçimiyle ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda, meşbûh (şüpheli), mekruh (teşvik edilmeyen veya nefret edilen) ve zebiha (İslâm fıkhına göre kesim) kavramları da dahil edilmiştir.
Helal
Arapça bir kelime olan helal, “müsaade edilmiş ve meşru” anlamına gelir. Beslenme biçimi ve yiyecekler, Kur’ân ve sünnette belirtilmediği ya da ifade edilmediği müddetçe, çoğunluğu helal olarak kabul edilir. İnsanoğlu, haramı helale kesinlikle çeviremez. Yine helali haram yapamaz.

Örneğin bir etin helal olarak belirlenebilmesi için, hayvanın ’ın adının zikredilerek kesilmesi gerekir. Kesimin, damardan damara boynun önünden olması gerekir. Kan, baş ayrılmadan önce tamamen akıtılmalıdır. Öyle ki kesimin, hayvana acı ve sızı hissettirmeyecek bir şekilde keskin bir bıçakla ve hızlı bir yöntemle yapılması lazımdır.
Helal etin diğer adı zebihadır. Lütfen, bu bölümün sonundaki “zebiha” kısmına bakınız. Helal kelimesi, Kur’ânî bir terimdir ve çoğu kez değişik kavramlarda kullanılır.
Bu kavramlardan bir kısmı yiyeceklerle ilgilidir. Bu bakımdan , Kur’ân’da Maide suresinde helal yiyecekler hakkında şöyle diyor:
“Ey İman edenler! ’ın size helal kıldığı temiz şeyleri haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Şüphesiz ki , haddi aşanları sevmez. ’ın size rızık olarak verdiği şeylerin helal ve iyi olanından yiyiniz. Kendisine iman ettiğiniz ’tan sakınınız.” (Maide, 5, 87-88)

Haram
Arapça bir kelime olan haram, genelde “yasaklanmış ve meşru olmayan” anlamına gelir. İslâm’da haram yiyecekler, meşru olmayan anlamına gelir.

Bu yiyecekler şunlardır:
a.Domuz ve domuz mamulleri
b.Alkol
c.Ölü hayvanların eti
d.’tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanlar
e.Kan
f.Uyuşturucu maddeler ve benzerleridir
Eğer bir Müslüman, yukarıda listelenmiş haram ürünlerden herhangi birini kullanırsa, günahkâr olur. Bazı olağanüstü durumlarda Müslüman, aşağıdaki şartlar çerçevesinde haram yiyecekleri kullanabilir:
a.Hata yollu gerçekleşirse

b.Hayatı tehlikede olursa
Haram olan yiyeceklerden başka uygun hiçbir yiyecek yoksa, o zaman yalnızca hayatta kalacak kadar kullanılmasına izin verilmiştir. Bununla ilgili olarak , Kur’ân’da Bakara suresinde şöyle buyuruyor:
“O size, ancak ölü eti, kan, domuz eti ve ’tan başkası adına kesilenleri haram kılmıştır. Her kim zor durumda kalırsa, haddi aşmaksızın ve günaha dalmaksızın (yiyebilir.)
Şüphesiz , çokça bağışlayan, çokça rahmet edendir.”(Bakara, 2, 173) Meşbûh (Şüphe)
Arapça bir kelime olan meşbuh, “şüpheli şeyler” anlamına gelir. Bazı maddeler şüphelidir. Çünkü kişi, onların helal mi haram mı olduğunu tam anlamıyla bilemeyebilir. Kur’ân ve sünnette, o maddenin helal veya haram olduğuna dair açık bir beyan yoksa o zaman kişi, kendi iradesiyle en doğru kararı vermelidir. Bu karar, sadece orijinal metinlerin anlaşılmasına veya tefsirine dayalı olduğunda, bu durum şüphe derecesi olarak görülür. Bütün bunlar, “meşbûh, şüphe ve meşkûk” olarak isimlendirilir.
İslam’ı hayatında uygulayan bir Müslüman şüpheli şeylerden kaçınır. Kendisini sakındırdığı bu husus, peygamber Hz. Muhammed (s.a.a)’in söylediği şu hadise dayanmaktadır:
Nu’man b. Beşir (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben, Resûlullah (s.a.v.)’ın şöyle dediğini işittim: “Helal apaçık bellidir, haram da apaçık bellidir. Bu ikisi arasında şüpheli şeyler vardır ki, insanların çoğu onları bilmezler. Her kim şüpheli şeylerden korunursa, dinini ve şerefini korumuş olur. Kim de bu şüpheli şeylere yönelirse, haram ve yasaklanmış şeylere düşebilir. Nitekim sınırları olan koruluğun çevresinde hayvanlarını otlatan bir çobanın, koruluğu geçme ihtimali çoktur. Dikkat edin! Her hükümdarın bir koruluğu vardır. Dikkat edin! ’ın koruluğu da haramlarıdır. Dikkat edin! Bedende bir et parçası vardır ki, o iyi olursa bütün vücut iyi olur. O bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte o kalptir.” (Buharî ve Müslim, farklı lafızlarla rivayet etmiştir.)
Mekrûh:
Arapça bir kelime olan mekrûh, dinen “teşvik edilmeyen” veya “nefret edilen, çirkin görülen şeyler” anlamına gelir. Gıda sanayinde, yemesi ve içmesi tavsiye edilmeyen yiyecek ve beslenme maddeleri şüpheli olabilir. Eğer doğrulama/delillendirme sürecinde, o yiyecek ve içeceklerin ferdin sağlığına zararlı veya tiksinme uyandıran bir özelliği olduğu bilgi kayıtlarında bulunursa, bu yiyeceğe mekrûh, “teşvik edilmeyen” veya “nefret edilen, çirkin görülen şeyler” denir. İslâm fıkhında mekrûh kavramı, vücuda fiziksel, psikolojik, zihni ve ruhsal açıdan zarar veren sigara kullanma, yiyecekler veya içecekler gibi maddeler için kullanılır. Herhangi bir kimse mekrûh bir fiil işlerse, âhirette kınanır ve suçlanır, ama kendisine ceza verilmeyebilir.

Bu nedenle kişi, uyarıcı, yatıştırıcı ve bağımlılık yapan ilaç ve maddelerden, sigara , kahve, çay, gazlı içeceklerden, Cuma günlerinde sarımsak ve soğandan (kokusundan dolayı) ve benzeri şeylerden kaçınması gerekir.
Zebiha:
Arapça bir kelime olan zebiha, genel anlamıyla kesim yapmaktır. Herhangi bir hayvan, İslâmi kurallara göre kesildiği zaman, bu ete “zebiha” ismi verilir. Her ne zaman zebiha kelimesi, et için kullanıldığında, o “helal et” veya “meşru et” anlamına gelecektir. Kuzey Amerika’daki Müslüman azınlıklar, hayvanların kesiminin etin helal bir şekilde yenilmesini sağlayacak bir düzeyde düzenlemelerinin yapılmasını talep etmektedir. Müslüman Camia’nın bulunmayışından dolayı herhangi bir zorluk olursa, o zaman Müslüman fert, Ehl-i Kitab’ın kestiği hayvanın etini, yemeden önce “bismillah” diyerek yiyebilir. Bu hüküm, bazı mezhepler, özellikle Şafiiler tarafından verilmiştir.

Seyyid Sabık’ın Arapça olarak yazdığı Fıkhu’s-Sünne isimli eserde şöyle ifade edilmiştir: “Hıristiyan ve Yahudiler tarafından kesilmiş hayvanların eti, Müslümanlar için helaldir.” Bununla ilgili olarak, Maide suresindeki bir âyeti de alıntı yapar:
“Bugün sizin için iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Ehl-i Kitab’ın yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir.” (Maide, 5, 5)( Seyyid Sabık, Fıkhu’s-Sünne, s.298)
Hayvan, ’tan başkasının adı zikredilerek kesilmişse, o zaman bu konuda iki görüş vardır: Birinci görüş, bu şekilde kesilen hayvanın etini helal ve zebiha olarak kabul eder. Çünkü o, bir Hıristiyan ve Yahudi tarafından kesilmiştir. , onların ne söylediğini bilir ve onlar tarafından kesilmiş etin yenilmesini de bize müsaade/helal etmiştir. Bu görüşte olan fakihler, Ata’, Kasım b. Mihamarah, Zühri, Rabi’a, Şa’bî ve Mekhûl’dür. Diğer görüş ise, kesim esnasında ’tan başkasının adı zikredilmişse, o etin Müslümanlar tarafından yenilmesinin haram olarak kabul eder. Bu görüşte olan fakihler, Hz. Ali (r.a.), Hz. Aişe (r.a.), Hz. Ömer’in oğlu (r.a.), Hz. Ebu’d-Derda (r.a.) ve Hz. ‘Ubade b. Samit (r.a.)’tir. Bunlar görüşlerini, En’âm suresindeki şu âyetin anlamına dayandırmaktadırlar:
“Üzerinde ’ın ismi zikredilmeyen (et)leri yemeyin. Bu bir fısktır/isyandır. Gerçekten şeytanlar, kendi velilerine/dostlarına sizinle mücadele etmeleri için telkin ederler. Eğer onlara itaat ederseniz, gerçekten siz de müşrik olursunuz.” (En’âm, 6, 121).
Tüketiciler, zebiha/helal et yemeye teşvik edilmelidir. Müslümanlar, kesilmiş hayvanlara (sığır ve tavuklara), dişilik hormonu olan dietilstilbestrol (DES-Kanser tedavisinde kullanılan estrojenik ilaç) verilmemiş olmasından emin olmalıdırlar. Bu hormonun, erkeklerin cinsel davranışlarında olumsuz etkileri vardır. Keçi ve kuzu etinde de, hayvanlara bu hormondan verilmemiş olmasının ispatlanması gerekir.
Tüketiciler, ineklere östrojen maddesinin verilmemiş olmasından emin olmalıdırlar. Bu hormon, süt kesesinin hacminin ve süt salgısının artmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte, bu madde kansere sebep olur ve erkek çocuklarda ergenlik döneminde, memenin büyüyerek gelişilmesine neden olmaktadır. Aynı şey, et ve kanla beslenen hayvanlar hakkında da söylenebilir. Bu tarz hayvan yetiştirme, hayvanlarda ve insanlarda deli dana hastalığına sebep olur. Ayrıca tüketiciler, işlem görmüş etin kansere neden olan nitrit veya nitrat içermediğinden de emin olmalıdırlar.
Aşağıdaki ifadeler, İslâm’daki helal ve haram kavramlarının özeti mahiyetindedir:
1. İslâm’da her şey, Kur’ân ve hadiste haram olduğu belirtilmediği sürece helaldir.
2. Helal ve haram hükmünü koyan sadece ve sadece ’tır.
3. Helali haram ve haramı da helal yapmak, şirktir.
4. Harama sebebiyet veren her şey haramdır.
5. Şüpheli olan her şeyden kaçınılmalıdır.
6. Haram, Müslüman ve Müslüman olmayan herkese yasaklanmıştır.
7. Zorunluluk, özel durumları gerektirir.
8. Sağlık için iyi olan herhangi bir şey helaldir, sağlık için kötü olan herhangi bir şey haram olur.
9. Siz, yediğiniz şeysiniz. Sağlığınız ve karakteriniz, yediğiniz yiyeceklerden etkilenir.
10. Bazı yiyecekler, faydalı olmasından veya iyileştirici etkilerinden dolayı tavsiye edilmişlerdir.
11. Bazı yiyecek ve içecekler, sağlığa zararlı etkilerinde dolayı yasaklanmıştır.
12. “Önlem alma/tedbir” kavramı, İslâm’da belli başlı prensiplerden biridir. 13. Arındırma ve toksinsizleştirme kavramları, İslâm’da oruç ile düzenlenmiştir.
14. Yeme alışkanlıkları, sağlıklı bir yaşam ve mutlu bir hayatı elde etmek üzere Peygamberin hayatında görülebilmektedir..
15. Bayramlar, kutlamalar ve özel durumlar, hayattan birey, aile ya da toplum olarak keyif almak için yapılmaktadır.
16. İtidalli olma, sağlıklı olmak için bir yaşam tarzı olarak uygun bulunmuş ve emredilmiştir.
17. Ferdin sağlığını ve davranışını etkileyen faktörler şunlardır:
a. Genetik ve ırsiyet.
b. Yiyecekler, beslenme biçimi ve yeme alışkanlıkları.
c. Toplum ve çevre.
d. Yüce yaratıcının rehberliği.
e. Fiziksel faaliyetler.
f. Hastalıklar.
g. Maneviyat.
III
Haram Yiyecek ve İçecekler

Kur’ânî emirlere göre, yasaklanmış yiyecek ve içecekler aşağıdaki gibidir:
1. Ölü hayvanların eti (leş).
2. Boğulmuş hayvanların eti.
3. Dövülerek ölen hayvanların eti.
4. Yüksek bir yerden düşerek ölen hayvanların eti.
5. Boynuzlanarak öldürülmüş hayvanların eti.
6. Yırtıcı hayvanlar tarafından öldürülmüş hayvanların eti.
7. Ete ve organlara yapışmış kandan ayırt edilecek düzeyde dışarı akan kan.
8. ’tan başkasının adının anıldığı yemek.
9. Putlara kurban edilmiş hayvanların eti.
10. Domuz eti, bütün domuz mamulleri ve domuzdan hazırlanmış ürünler.
11. Sarhoş ediciler, bütün sarhoş edici maddeler ve alkol çeşitleri ve uyuşturucu maddeler.
İlk on kategori, aşağıda belirtilen Kur’ân’ın Mâide suresindeki âyete göre yasaklanmıştır:
“Size, ölü, kan, domuz eti, ’tan başkası adına boğazlananlar, boğulmuş, dövülmüş, yüksekten düşmüş, boynuzlanarak ölmüş veya yırtıcı hayvanların parçalayarak yemiş olup ta kesmedikleriniz, dikili taşlar üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız(1) haram edildi. Bunlar fısktır.(2) Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok edeceğinden) ümit kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, yalnızca benden korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Size din olarak İslam’ı beğendim. Kim de, şiddetli bir açlık içinde kalırda, günaha meyletmeksizin (onlardan yemek) zorunda olursa, elbette çokça bağışlayan, rahmet edendir.” (Mâide, 5, 3)
On birinci kategori ise, aşağıda belirtilen Kur’ân’ın Mâide suresindeki âyete göre yasaklanmıştır: “Ey iman edenler! Sarhoş ediciler, kumar, dikili taşlar, fal okları ancak Şeytan işi bir pisliktir. Bunlardan sakınınız ki, kurtuluşa ulaşasınız. Şeytan, sarhoş ediciler ve kumar ile ancak aranıza kin ve düşmanlık sokmak, sizi namazdan ve ’ın zikrinden alıkoymak ister. Vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide, 5, 90-91).
 
  Allah'a Şükür Bugün 3 ziyaretçi (3 klik) Müslüman burda idi!